“Bilin bakalım ben bu yaz neredeydim?”Rıfat Ilgaz’ın romanından uyarlanan Ertem Eğilmez’in muhteşem filmi Hababam Sınıfı’nda, efsane Beden Eğitimi öğretmeni Badi Ekrem’in Hababam sınıfına sorduğu soruydu bu replik. 1976 Montreal Olimpiyatları’na gidip hiç madalya alamadan dönüşümüzü merkeze alan bir küçük bölüm. Badi Ekrem bu sahnede bu problemi çok derinden umursuyor ama kendi bilgisi esasında çok sınırlı ve bilmediğini bilmediği bir konuda çocuklara bir şey öğretmeye çalışıyor, Hababam sınıfı ise bir şey öğrenmenin peşinde değil zaten ve gözünün önünde Badi Ekrem’in ortaya koyduğu problemin değerini algılayamıyor.
Rıfat Ilgaz’ın hikayesinden uyarlanan Ertem Eğilmez’in filminin Montreal olimpiyatlarına referans yapan bu sahnesini bu bağ boyutuyla keşfettiğimde çok heyecanlandım. Çünkü Olimpik Başarı Sistemlerinin nasıl çalıştığını anlattığım kitabım “Bireyin Mükemmele Yolculuğu”nda bir ülkenin hiç madalya kazanamadığı bir dönemden Dünya’nın sporda en başarılı ilk 5 ülkesi arasına nasıl girebileceğini – Avustralya hikayesi üzerinden – Avustralya’nın en başarısız olimpiyatları olan 1976 Montreal oyunları üzerinden anlatmıştım. Konu esasında bence bayağı ciddiyetle ele almamız gereken bir konu olduğundan üzerinde yıllarca çalıştım.
Avustralya 1976’dan itibaren kurduğu akla ve en iyi örneklere dayalı yol haritası ve kurumsal ve yapısal reformlarla adım adım zirveye yürürken, Türkiye bu tespitleri en popüler filmlerden birinin içinde yapmış ama konu sadece komik bir replik olarak kalmıştı. Sonuçta Türkiye’nin olimpik performansı ilk 10 ülke arasında yer aldığımız 1948 Londra ve 1960 Roma oyunlarının gerisinde kalmaya devam etmişti.
2018 yılında yazmaya başladığım ve 2022 yılında yayınlanan ve 2023 yılında “Yılın İlham Veren İş Kitabı” ödülünü kazanan kitabım “Bireyin Mükemmele Yolculuğu”nda Başarı Üreten Yüksek Performans Sistemlerinin kuruluşunu Olimpiyat Hikayeleri üzerinden anlatmıştım. 2024 Paris Olimpiyatları, kitabımın yayınlanmasından sonraki ilk ve önümüzdeki 10 yıl içinde bize en yakın Olimpiyat oyunları olduğundan ‘bu yaz orada olmalıyım’ diyerek Paris’e gittim. Hedefim orada olmak gözlem yapmak ve orada olmanın düşüncelerime. verebileceği öngöremediğim katkıları deneyimle edinmekti.
Bu ziyarette benim için Paris oyunlarının en çarpıcı tarafı Şehir ve Olimpiyatı bütünleştirme yaklaşımını bizzat görebilmek olacaktı. Açıkçası en çok merak ettiğim şey ise Paris’in bu konuda nasıl bir kurgu ortaya koyduğunu bizzat görebilmekti.
Yapılan çalışmalar Olimpiyatlar için harcanan büyük tutarlarla kurulan tesislerin oyunlar sonrasında büyük ölçüde atıl kaldığını gösteriyor. Rio oyunları için 2016 yılında inşa edilen 27 tesisin 12’sinde takip eden dönemde hiç bir spor müsabakası yapılmamış. Son dönemde pek çok şehir kendi içlerinde yaptıkları oylamalarda yapılan masrafların büyüklüğü karşısında ortaya çıkan verimsizlik nedeniyle olimpik oyunlara talip olmama kararı almış. 2012 Oyunları için 9 olan aday şehir sayısı belki de bu nedenle 2024 oyunları için Paris ve Los Angeles olmak üzere sadece ikiye gerilemişti. Sonuçta 2024ün Paris ve 2028’in Los Angeles’ta yapılmasına karar verildi.
Paris oyunları için inşa edilen spor venue’lerinin sadece 3’ü kalıcı olacak. Diğerleri ise şehrin harika manzaralı alanlarına kurulan ve oyunlar sonrasında demonte edilecek portatif sahalardan oluşuyor….
Paris 2024: Şehir ve Olimpiyatı Bütünleştirmek
- 0 Comments