Bugün cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümü ve cumhuriyetimizin yarım yüzyılına tanık olmuş bir kişi olarak büyük gurur ve heyecan içindeyim. Bugün, Cumhuriyet’imizin kurucu liderini ortaya çıkaran, kendisinin duygu ve ruh dünyasını biçimlendiren bazı isimlerden ve şiirlerden çok kısaca bahsetmek istiyorum. Hareket noktam Cumhuriyetimizin kuruluşunun üzerinden henüz bir yıl geçmemişken söylediği ve bugün de hepimizin ezbere bildiği bir söz olacak. Bu söz etrafında dolaşarak biraz arkeoloji yapacağım. Sonra tekrar bu sözlerin ifade ettiği cumhuriyet vizyonunun ne olduğuna geri döneceğim.
Atatürk 26.08.1924 tarihinde Ankara’da toplanan Öğretmenler Birliği Kongresi’ne katılmış ve öğretmenlere hitaben “Öğretmenler, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” demişti. Bu söz hala cumhuriyet idealimizi en iyi tarif eden sözlerden biri olarak cumhuriyetimizin kolektif hafızasına kazılı şekilde duruyor. Ama üzerinde yeterince iyi düşündüğümüzden ve ne söylediğini tam anladığımızdan pek emin değilim. En azından kendi adıma konuşmuş olayım. Bu sözü bu yazı içinde ele almak, hem çok iyi anlamak ve hem de anlaşılmasını sağlamak istiyorum.
Başlangıç noktası olarak bu cümle Tevfik Fikret’e ait. Atatürk bu sözünü, Tevfik Fikret’in bireyin kendi varoluşuna yönelen baskılar karşısındaki onurlu duruşunu tarif ettiği şu dörtlüğünün son mısrasına yaptığı referansla söylemişti;
Kimseden istemem bahşetsin bir ümit,
Dilenmem kimseden ne bir kol ne bir kanat,
Kendi evrenim, kendi gökyüzümde, uçarım kendim.
Boyun eğmek, esaret halkasından ağır gelir boynuma,
Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim.
Son satırda üç kez tekrarlanan Hür ifadesinin üzerinde kısaca durmak önemli diye düşünüyorum. Cumhuriyetimizin üzerinde yükseleceği temel değerlerden olan hürriyet kavramı düşünce dünyamıza Namık Kemal’in Hürriyet Kasidesi’yle girmişti.
Özgürlük insanın düşünüş dünyasına ait bir kavram olarak tanımlanıyor ve bireyin kavrayış yeteneği ortadan kaldırılmadıkça — ki Namık Kemal bunun imkansız olduğunu dile getiriyor — özgürlük kavramının ortadan kaldırılamayacağını ifade ediyordu. Toplumu oluşturan özgür bireylerin kalpleri ve amaçları bir olduğu sürece aralarındaki farklı görüşlerin çatışmalarından doğacak olan iyiliğin toplumu ileri taşıyan temel dinamik olacağı ifade ediliyordu.
Cumhuriyet düşüncesinin ana kavramları ülkenin düşünürlerince söze döküldükçe ülkenin liderlerinin zihninde birer birer yerlerine oturuyordu. Mustafa Kemal’i etkileyen, en çok sevdiği ve ezbere bildiği bir şiir olan ‘Yarın’, durağanlığın içinde uyuşup kalmış değil ancak durmadan yükselme mücadelesi içindeki canlı toplumların nasıl geliştiğini epik bir dille anlatıyordu. Yaşanan fırtınalar, mücadeleler içinde bir yanda düşen yıldırımlarla yıkılıp giden eski, eskinin ortadan kalkışı ile ortaya çıkan yeni kapasiteler ve düşen yıldırımların ışığında bulunan yeni ilerleme yolları; Hep ileriyi hedefleyen ‘Yaratıcı Yıkım’ ya da ‘Sürekli Gelişim’ ruhu da gelecekteki Cumhuriyet’in bir üzerine oturacağı bir başka düşünce sütunu olacaktı.
Cumhuriyetimizin Yeni Yüz Yılı: Fikri Hür, İrfanı Hür, Vicdanı Hür Nesiller
- 0 Comments