İş Ortamı bir savaş meydanı değil de Dans meydanı olsaydı?
Dansı bir metafor olarak kullanarak, etkili iletişimde farkındalık yaratan bir sohbet.
(Yüzyüze olan konuşmalarda dans performansı ile açış yapılıyor)
Projeler kötü planlanlanmasından değil, daha çok iletişim bozukluklarından batar. Her düzeyde çalışanın her gününü belirleyen en can alıcı konu: İletişebiliyor muyum? İhtiyaçlarımı, isteklerimi dile getirebiliyor ve karşımdakini ikna edebiliyor muyum? Peki ben karşımdakileri duyup anlayabiliyor muyum? Günlerimiz kendimizi ifade etmeye ve mesajımızı doğru vermeye çalışarak geçiyor. Bunları yaparken de, başkalarının mesajlarını dinlerken de çok zorlandığımız zamanlar oluyor.
İş ortamındaki stresle uğraşırken üretken, becerikli ve yaratıcı olma kapasitemiz düşer. Tam tersinde ise bireyler de takımlar da uçar, harikalar yaratır. Bu konuşma ile hedeflenen bireylerin, takımların ve organizasyonların olumlu ve etkili iletişim ile kazanacakları konusunda farkındalık yaratmaktır.

Yedi Kere Düş, Sekiz Kere Kalk
Bir Japon Atasözünden esinlenerek, konuşmacı kendi hayatında yaşadığı düşüş ve tekrar çıkışları ve bunların nedenlerini, edindiği öğretileri ve kazandığı becerileri anlatacak ve dinleyicilere ilham verecek ve zorlukları yönetme konusunda ip uçları sunacaktır.

Bir Kadın Liderin Hatıra Defteri
Konuşmacı, bu sohbette Doğu Avrupa Bölgesinde satış müdürlüğü ve Apple’da genel müdürlük yaptığı dönemde yaşadıklarını, umudun, takım olmanın önemi, yaratıcılık, şeffaflık, yılmazlık gibi becerilerin nasıl gelişeceği ve kullanılabileceği, bir kadın lider olarak yaşadığı zorlukları ve her aşamada edindiği öğretileri paylaşıyor.

Hayatı Mindful yaşayabilmek
“Özel bir şekilde dikkat etmek; şimdiki zamana, istemli, kasıtlı ve yargısız bir şekilde.”Jon Kabat Zin
Geçmişin yükünden, geleceğin endişesinden sıyrılıp anda kalmak, daha uyumlu, kendimize ve diğerlerine karşı daha anlayışlı olabilmek, güvenli ilişkiler kurarak daha mutlu , başarılı ve doyumlu bir hayat yaşamak mümkün.
Konuşmacı bu sohbette, özellikle iş yaşamında kullanılabilecek pratiklerle oldukça interaktif bir farkındalık sohbeti olarak kurgulanmıştır.

Alışkanlıklar mı bizi yönetiyor biz mi alışkanlıklarımızı?
“Önce biz alışkanlıklarımızı oluştururuz, sonra da alışkanlıklarımız bizi oluşturur” John Dryden
Hayatımızın yarısının otopilotta geçtiğini biliyor musunuz? Otopilotta olmanın faydalarını ve zararlarını hiç düşündünüz mü? Bu sohbette alışkanlıklarımızın, günlük rutinlerimizin değeri, kötü alışkanlıkları yok edip, iyileri kazanmanın ip uçları anlatılacak.

Yaşamımın Direksiyonunu Elime Alıyorum
Yaşam sürekli bir devinim içerisinde, etrafımızda herşey inanılmaz hızla değişiyor, belirsizlikler artıyor. Yaşam bize aslında sürekli fırsatlar sunuyor, bizim bu fırsatları görüp değerlendirmemiz bizi geliştiriyor, hayatımızı daha anlamlı hale getiriyor. Tüm bu fırsatlara açık olmak değişen dünyamızda çok yönlü olmamızı, iş hayatı, aile hayatı ve bireysel gelişim dengemizi doğru kurgulamamızı gerektiriyor.
Bu söyleşide, kurum çalışanlarının sadece çalışma hayatlarında önceliklerini belirlemesi, zamanını planlamasından öte, bireyin farkındalığını arttırmak, hayatında anlam bulacağı konuları keşfettirmek ve özel- iş yaşamı dengesi konusunda farkındalık yaratmak amaçlanmaktadır.

Gelecek Ne Getirecek?
Geleceğimizi şekillendirecek yeni ortaya çıkan trendleri keşfetmek ve anlamak üzere tasarlanmış bu sohbetle “Yarına Yolculuk” yapmaya hoş geldiniz.
Kendimizi sürekli değişen bir dünyada başarılı olmak için gereken bilgi ve içgörülerle donatmak amacıyla teknolojinin, toplumun ve iş dünyasının çeşitli yönlerini inceleyeceğiz.Geleceğin bir varış noktası değil bir yolculuk olduğunu unutmadan, bilgili kalarak ve değişimi benimseyerek kendimizi sonsuz olasılıklarla dolu bir dünyada başarılı olacak şekilde konumlandırabilmek için ip uçları dinleyeceğiz.

Smart Aging (Yaşlanmadan Yaş Alma)
İçinde bulunduğumuz olağan üstü koşullar, hızla değişen yaşam şartları, teknolojinin takip etmekte zorlandığımız gelişimi, yaşamlarımızı ve sağlığımızı çok yakından etkiliyor. Bu sohbette ortalama yaşlarımızın uzadığı, değişimin çok hızlandığı, belirsizliklerin arttığı çağımızda tüm bu zorluklar ile başedebilmek, ruhsal, kalben ve fiziken sağlıklı ve genç kalabilmek, enerjimizi çok uzun yıllar koruyabilmek için neler yapabileceğimiz konusunda ip uçları veriliyor.

Stresimizi Sevelim
Stresimizi sevelim, stres yönetimi ve yılmazlık, stresimiz ile barışma, yönetme uyum sağlama ve yılmazlık yeteneğinizi geliştirme konusunda farkındalık yaratan ve ip uçları veren bir konuşmadır. Değişen koşullar veya stresle uğraşırken üretken, becerili ve yaratıcı olma kapasitesini geliştirmeye odaklanılmıştır.

Leopar kadar Çevik miyiz?
Pandeminin iş dünyasında paradigma değişimi yarattığı artık kabul ediliyor. Yalın organizasyonlar, dinamik takımlar, uzaktan çalışma, artık bir norm haline geldi. Hepimiz oldukça izole ve değişen dinamikler ile çalışılan bu ortamda bireysel farkındalıklarımı artırmaya, iyi olmaya, etkin bir şekilde iletişim kurmaya, işin içinde kalarak bireysel motivasyonumuzu korumaya ihtiyaç duyuyoruz. Hep birlikte sürdürülebilirliği korumak, ortamlarımızdaki değişiklikler kadar hızlı değişmek, uyumlanmak ve yaratıcı olmak durumundayız. Artık ileriye bakıp duruma uyum sağlayacak, kendimizin ve ortamın anlık ihtiyaçlarını anlayacak çevik bir zihniyete ve bakış açısımızı değiştirebilmeye, biraz alışkanlıklarımızın dışına çıkmaya, farklı deneyimlere ve yeni normali şekillendiren eğilim ve akımlardan haberdar olmaya ihtiyaç var.
Bu seminerde Çeviklik ve yaratıcılık, Duygusal Çeviklik, Duygularımızın Farkına Varmak, Hayatımızdaki oltalar ve yükler üzerine sohbet edeceğiz.

Yeni Dünyada Marka Yönetimi
Hızla değişen, dijitalleşen ve her gün yeni bir marka yaratmaya çalışan start-upların dünyasında marka değeri, kurumun geleneksel bilançosundan çok daha değerli hale gelmiştir. Markalama ve pazarlama programlarının uygulanması geleneksel medyadan dijital medyaya büyük bir dönüşüm geçiriyor olsa da, tüketici odaklı pazarlamanın altında yatan ilkeler temelde aynı kalmıştır. Bu seminerde, dijital dönüşüm geçiren dünyada, mükemmel bir marka yönetmenin, değişen tüketici ihtiyaçlarına nasıl cevap vermemiz gerektiğinin, marka konumlandırma, ve love mark yaratmanın, başarılı ve başarısız marka örnekleri ile püf noktalarını konuşacağız.

Psikolojik Sermayemiz ne kadar güçlü?
Bugün şirketlerin başarısı ve karlılığı için bir kurumun finansal sermayesi, insan kaynağı sermayesi ve network sermayesine ilave olarak çalışanın kendini iyi hissetmesi yani Psikolojik sermayesinin de iyi olmasının bir o kadar önemli olduğu gerçeği konuşuluyor. Temellerini pozitif psikolojinin insana bakış felsefesinden alan ve kurumlardan bireylere radikal değişimlere işaret eden önemli bir kavram. Kısaca HERO olarak tanımlanan ve dört boyutta; umut, özyeterlilik, dayanıklılık ve olumlu düşünme becerilerimizi geliştirerek kendi Heromuz olabilmenin yollarının anlatıldığı bu sohbette, sadece iş hayatında değil hayatımızın tüm boyutlarında kullanılabilecek pratiklerle gelin, psikolojik sermayemize yatırım yapalım.