Prof. Dr. Sinan Canan
- Nörobilim Uzmanı, Araştırmacı Yazar
Konuşma Yaptığı Diller
- Türkçe
- İngilizce
“İnsanın Fabrika Ayarları” (İFA)
üzerine kurulmuş ve “İnsan” denen muammayı bambaşka ve devrimci bir açıdan anlatma amacındaki özgün içeriklerdir.
İnsanın Fabrika Ayarları (İFA), Prof. Dr. Sinan Canan’ın 20 yıla yakın bir süredir geliştirdiği, kapsayıcı ve anlaşılması kolay bir insanlık rehberidir. Sade ve anlaşılır bir anlatı olmasının yanı sıra, insanın doğru bir yaşam kurabilmesi ve hayatını sağlıklı ve tatminkâr bir şekilde yürütebilmesi için gereken bilgileri bir araya toplayan bir yaşam teorisidir.
İFA bakış açısıyla, insana dair tüm meselelerimizi ve sorunlarımızı bambaşka bir açıdan görebilme ve daha önce fark edemediğimiz sade çözümleri fark edebilme imkânı buluyoruz.
3,5 milyar yıllık bir Ar-Ge sürecinin neticesi olarak bu dünyaya gözünü açan her bir insanın bu destansı geçmişin mirasını bilme ve anlama hakkı olduğuna inanıyoruz. Biyoloji, tıp ve sinirbilimleri başta olmak üzere modern bilimin en son verileri ışığında, insanlığın kadim dertlerine yeni ve etkin çareler öneriyor, bu çareleri hayata geçirmenin yollarını gösteriyoruz.
“Kendini bilmek”
bilgeliğin kapısı. Binlerce yıldır tüm insanlığın peşinde olduğu bu bilgi, artık biyoloji, sinirbilimleri ve modern psikolojinin
iç içe geçtiği yepyeni bir bakış açısıyla çok daha anlaşılabilir, çok daha yaşanabilir bir biçimde sizlerle buluşuyor.
Doğru yaşamanın, yaşamı doğru İFA etmenin yolu, kendimizi en doğru biçimde anlamaktan geçiyor.
Dr. Sinan Canan, çok satan kitabı İnsanın Fabrika Ayarları üçlemesi ile insanı bedenden zihne yeni baştan tanımlamaya girişti. Büyük ilgi gören bu anlatı sayısız insana ilham verdi, hayatlarında daha iyiye doğru belirgin dönüşümlere vesile oldu. İFA eğitimi, AçıkBeyin’in tüm eğitim ve araştırma felsefesinin temelini oluşturan bir teori haline dönüşürken, Sinan Canan günlük hayatın her alanına İFA gözlüğüyle bakmanızı sağlayacak yeni ve dinamik eğitim içerikleri ile kuramını genişletmeyi sürdürüyor. İnsana dair her konuda dikkat edilmesi gereken temel bir başvuru kaynağı olan İFA teorisi ve İFA eğitimi, her türlü ihtiyacınız için size yeni bakış açıları sağlamak üzere tasarlandı. Her oturumu benzersiz ve tematik olan İFA eğitimleri, hayatınızdaki her kritik konuda en önemli başvuru kaynağınız olacak.
Eğitim İçeriği
İnsan neden böyle?
İnsanın diğer canlılardan farkları
İFA kuramına giriş
Beslenme
Hareket
İlişkiler
Stres
Sınırları aşmak
Kaos ve Karmaşıklık
Gerçek dünya bize okulda anlatıldığı gibi değil.
Bu gerçeği hayatla karşı karşıya kaldığımız her an yeniden öğreniyoruz. Öte yandan bu karmaşık hayatla başa çıkmak için toplumsal ezberlerimiz dışında pek fazla aracımız yok.
Dünyanın gerçek işleyiş mantığını anladığımızda ise tüm hayata bakışımız kökten değişiyor.
Gerçek yaşamın başa çıkılmaz görünen karmaşıklığına karşı tek silahımız onu anlaşılabilir ve yönetilebilir olduğunu düşündüğümüz parçalara bölüp modellemek. İş dünyasından eğitime, kişisel yaşamımızdan ilişkilerimize kadar zihnimiz gerçeklerden çok öğrendiğimiz modellerle dolu. Halbuki gerçek dünya ve gerçek etkileşimler çoğu zaman hiç de beklediğimiz gibi gelişmiyor, dünya karşımıza hiç de zannettiğimiz gibi çıkmıyor. 1960’larda geliştirilen modern Kaos teorisi, bilimde büyük bir devrime neden olurken, yakından bakan herkesin hayatında büyük değişiklikler de yapan derinlikli bir anlayış getiriyor. Bir matematik alanı olan kaos ve karmaşık sistemler konusunu teknik detaylarından arındırılmış ve bir yaşam yöntemine dönüştürülmüş haliyle
Dr. Sinan Canan’dan öğrenmek, hayata bambaşka bir gözlükle bakmanızı ve daha önce göremediğiniz nice fırsatları görebilmenizi sağlayacak.
Eğitim İçeriği
Kaos ve karmaşıklık anlayışına giriş
Doğal sistemlerin huyları
İnsan doğası ve kaos
Tabiatın biçimleri
Tekrarlayan davranışlar ve karmaşık örüntülerin dili
Tabiattan dersler
Yeni Dünyanın Cesur İnsanı
Büyük sistemlerin her yanımızı kuşattığı yeni dünyada, küçük ve kayıp bireyler olmaktan kurtulmak çok kolay. Tek gereken kendimizin farkına varma cesareti…
İnsanın Fabrika Ayarları’nın yazarı Dr. Sinan Canan, bir sonraki eseri Yeni Dünyanın Cesur İnsanı’nda, yeni dünyada insan kalmanın temel gereksinimlerini bir araya getirdi. Değişen dünyada değişmeyen ayarlarımıza yabancı kalmamak, kritik kararlarımızda büyük yanılgılardan korunmak için bilmemiz gerekenler, Yeni Dünyanı Cesur İnsanı eğitiminde sizlerle buluşuyor. Cesaretin bittiği yerde esaretin başladığı bir dünyada, cesaret bir lüks değil, temel bir yaşam becerisi artık. Belirsizliğin kural, durabilmenin kahramanlık haline geldiği distopik bir dünyayı kendi ütopyamızı inşa etmekte nasıl kullanabileceğimizi bu eğitimde hep beraber fark edeceğiz.
Eğitim İçeriği
Yeni Dünyanın Cesur İnsanı ne demek?
Yeni Dünya
Cesaret ve esaret ikilemi
Fark edilecek şeyler
Cesaret edilecek şeyler
İFA Odaklı Liderlik
Liderlik deyince aklınıza sadece iş hayatı geliyorsa, sizi yeniden düşünmeye davet ediyoruz!
Liderlik, kişisel hayatımızın da en önemli konu başlıklarından birisi. Bu eğitimde İnsan Odaklı Liderlik kavramını, insanın temel ayarları ve hepimizi ilgilendiren temel ihtiyaçları üzerinden ele alacağız!
Liderlik sadece iş hayatımızın değil kişisel hayatımızın da en önemli konu başlıklarından birisi. Diğer insanlarla ortak iş görebilmek, belli hedeflere doğru birlikte ve verimli bir şekilde ilerleyebilmek için, hayatımızın farkalı alanlarında ve farklı zamanlarında hepimiz çeşitli liderlik rollerini bilerek yahut bilmeyerek üstleniriz. Çoğu zaman liderlerin davranış kalıpları, liderlik ettikleri yapının ihtiyaçları ve sözlü- sözsüz kuralları tarafından sınırlandırılır yahut belirlenir. Fakat liderlik konusu olan hareket, iş veya oluşum ne olursa olsun, en temel gereksinimlerin başında, birlikte iş görülecek insanların ve elbette liderin de birer insan olarak doğru anlaşılmaları, ihtiyaç, potansiyel ve zayıflıklarının iyi bilinmesi gerekir.
İnsan Odaklı Liderlik; “olmadığın yere götüremezsin” uyarısı üzerinden, insanın temel ayarları ve hepimizi ilgilendiren temel ihtiyaçları üzerinden liderlik kavramını çok başka bir açıdan ele alıyor. İnsanın insan olarak ihtiyaçlarını anladığımızda, kendimizi daha yakından tanıdığımızda en doğru ve verimli liderlik yolunu belirlememiz için önümüzde sadece teknik sorunlar kalıyor.
Eğitim İçeriği
İnsan neden böyle?
İnsanın Fabrika Ayarları’nı anlamak
Liderlik aslında nedir?
İnsanın sosyal ayarları
Liderlikte asgari gereksinim ve meziyetler
Cesaretten merhamete liderlik yolculuğu
Belirsizlikte Liderlik
Güneş yerinde, her şey yolundayken liderlik yapmak nispeten kolaydır.
Peki, belirsiz, karmaşık, uçarı ve öngörülemez zamanlarda lider olmak? Elbette kolay değil, fakat imkânsız da değil.
Belirsizlikten fayda sağlayan davranış kalıplarının unutulmuş kodları aslında milyonlarca yıllık zihinsel devrelerimizde gizli…
Henüz bu medeniyet, şehirler, düzenli hayat ve ritim yokken, binlerce yıl önce, kaos ve karmaşıklığın hâkim olduğu tabiatta atalarımız nasıl hayatta kaldı? Hangi süper güçleriyle üstün geldi? Belki çoğumuz için “gündem dışı” olan bu sorunun cevapları aslında sandığımızdan daha önemli.
İnsanın Fabrika Ayarları anlatısı ile milyonlarca yıllık biyolojik geçmişimizin bugün hala nasıl yanı başımızda ve işbaşında olduğunu tüm dünyaya anlatan Sinan Canan, kuralların belirsizleştiği, bildiklerimizin geçersizleştiği durumlarda bu kadim yeteneklerimizi hatırlatacak benzersiz bir liderlik eğitimi hazırladı.
Belirsizlikte Liderlik, en kadim becerilerimizden bazılarını tekrar hatırlayıp onları nasıl hayatımıza dahil edebileceğimiz üzerine ilginç ve benzeri olmayan bir deneyim vaat ediyor.
Bağımlılıklarımız ve Alışkanlıklarımız: Kurtulmak Mümkün Mü?
Ben hep böyle yaparım…
Ne var ki bunda?
İstersem bırakabilirim…
Böyle olunca daha rahat ediyorum…
Bilmem? Daha önce hiç öyle düşünmedim?
Bana gelmez öyle şeyler!
Hayatta yapmam!
Hepimiz bazı tekrarlı davranışlarımızla ilgili buna benzer ifadeler kullanmışızdır. Tüm ömrümüz, rutinlerimiz, alışkanlıklarımız ve bazen de bağımlılıklarımız etrafında döner durur. Peki neden böyleyiz?
Beynimiz, çok yönlü ve çok yetenekli bir otomatik pilot sistemi ile donanmıştır. Bu kapsamlı otomatik davranış yönetim sisteminin varlık amacı, karmaşık günlük davranışları ustalıkla yönetebilmektir. Böylece pahalı bir zihinsel işlev olan bilinçli dikkatimiz, gerçekten yeni olan ve çözülmesi gereken sorunlara odaklanabilir. Yani bilincimizi serbest bırakmayı amaçlayan bu otomatik sistemler bütünü, aslında hayatımızda rutin olan her şeyi kontrol eder.
Beynimizin bu otomatik davranış sisteminin temel çalışma mantığını ve nörokimyasını anladığımızda, modern hayatımızın bize neredeyse hiç sürpriz çıkartmayan rutinleri içinde aslında nasıl adeta anestezi altında gibi yaşadığımızı fark edeceğiz. Günlük faydalı alışkanlıklardan hayatı yaşanmaz hale getiren bağımlılıklara kadar geniş bir yelpazede bizi yöneten otomatik pilot sistemimizin, o ince çizgi aşıldığında, hayatımızı elimizden alıp bizi adeta dış etkenlerle yönlendirilen pasif birer kuklaya çevirebileceği gerçeğini hepimizin anlaması gerekiyor.
Bağımsız bir hayatın sırrı, zihinsel bağlantılarımızı anlamaktan geçiyor. Bağımlılıklarımız ve Alışkanlıklarımız seminerinde işte bu bağlantıları biraz daha farklı bir açıdan inceleyeceğiz.
Nöropolitik-1: Beynimizi Nasıl Yönetiyorlar?
Beyin ve davranış bilimleri, hayatımızın tüm önemli konularına bambaşka bakmamızı sağlıyor. Siyaset de bunların başını çeken konulardan birisi. Nörobilimin gündelik siyasi davranışlarımız hakkında açığa çıkardığı gerçekleri anlamaya başladığımızda, siyasetle aktif olarak uğraşmasak bile çoğumuz için politik gündemin neden bu kadar cezbedici olduğunu, politik söylemlerin bizi nasıl etkilediğini ve hayatımızı yönlendiren kitlesel mesajların önemini daha iyi anlamaya başlıyoruz. Beynimizin evrimsel ve fizyolojik özelliklerini iyi anlayanlar, bizi istedikleri yöne yöneltmek için güçlü ipuçlarına sahip oluyorlar. Nasıl yönlendirildiğimizi daha iyi anlamak ve her türlü manipülasyona karşı koyabilmek için, bunları bilmeye hepimizin ihtiyacı var.
Bu oturumda:
Neden bu kadar “politik” bir canlıyız?
Amerikan senatosu üyeleri neden “şempanzelerin siyasi davranışları” ile ilgileniyor?
Gerçekten de bir “sürü canlısı” mıyız?
İnsanlar nasıl manipüle ediliyor?
Siyasi görüşlerimiz bize mi ait?
Politik taraftarlık beynimize neler yapıyor?
Tarafsız olmak ve tarafsız kalmak neden zor?
Siyaset sadece siyasetçilerin işi mi?
gibi bir çok soruya yanıt arayacağız.
Bunlarla birlikte daha pek çok sorunun yanıtı, siz katılımcılarımızın da canlı sorularıyla birlikte, Dr. Sinan Canan’ın “Nöropolitik-1: Beynimizi nasıl yönetiyorlar?” başlıklı seminerinde canlı ve etkileşimli olarak sizlerle buluşacak.
Henüz Hazır Olmadığımız Gerçekler
Gerçeği bilmek istiyoruz. Hep gerçeği arıyoruz. Uzmanları dinliyoruz, interneti geziniyoruz. Soruyoruz, araştırıyoruz, öğrenmeye çalışıyoruz. Ama bazen… Bazen karşılaştıklarımız hiç hoşumuza gitmiyor. Bazı gerçekleri zihnimiz almıyor, kalbimiz itiraz ediyor.
“Hadi canım! O kadar da değil!” diyoruz.
Gerçek olduklarını bilsek de bazı gerçekleri düşünmek istemiyoruz. İstemiyoruz, çünkü rahatımızı kaçırıyor, bizi yepyeni binlerce cevapsız soru ile baş başa bırakıyor.
Çünkü bazı gerçeklere henüz hazır değiliz.
Ezberlerimiz, alışkanlıklarımız, herkes inandığı için inandıklarımız, kimse yapmadığı için yapmadıklarımız, düşünülmemeli diye inandığımız için hiç düşünmediğimiz, düşünülmeli dedikleri için aklımızdan çıkartamadığımız şeylerle doluyuz.
Ama gerçek bizi umursamıyor. Doğa yaşıyor ve bizi beklemiyor.
Hazır olmadığımız gerçekler, aslında derinde bir yerlerde çoğunlukla bildiğimiz gerçekler. Öleceğimizi biliyoruz; ölmeyecekmiş gibi yaşıyoruz. Gördüklerimizin gerçek olmadığını hissediyor, ama bunu kabullenemiyoruz. Başımıza gelen her şeyin seçimlerimizden dolayı olduğunu bilirken, çoğunlukla başka şeyleri suçluyoruz. Dünya bizim olsa bile algıladığımız evrende hiçbir anlamı olmadığını biliyoruz; ama yine de dört elle hırslarımıza tutunuyoruz. Çabalamanın boşuna olduğunu hissettiğimizde bile koşturmacadan geri duramıyoruz. 3.5 milyar yıllık bir destanın muhteşem ve benzersiz çocukları olmamıza rağmen, sığ sularda boğulabiliyoruz.
Biz alışkanlıklarımızla yaşamaya devam ede duralım, hazır olmadığımız gerçekler, yaşamımızı şekillendirmeye, kaderimizi çizmeye devam ediyor.
Şimdi biraz rahatsız olma zamanı…
Hazırsanız, Sinan Canan ile birlikte, henüz hazır olmadığımız gerçeklerle yüzleşeceğiz!
Kadın Beyni, Erkek Beyni
İnsanlık tarihinin en eski sorununu pek kısaca şöyle özetleyebiliriz:
“Abi bu kadınları anlamak mümkün değil! ”
Binlerce yıl önce aynen olmasa da büyük ordan benzerinin söylenmiş olduğuna emin olduğumuz bu tip cümleler, hala en önemli dertlerimiz arasında. Erkekler kadınları, kadınlar da erkekleri anlamakta bir hayli zorluk çekebiliyor. Halbuki biyolojik öykülerimize dikkatli bir bakış atacak olursak, aslında aramızdaki iletişim sorunlarının nedenlerini de anlayabilmemiz çok kolaylaşacak.
Tabiattaki dişi ve erkeklikten, insandaki erkek kadın meselesine uzanacağımız milyonlarca yıllık bu seyahatte, kendimize dair çok şey öğreneceğiz.
Toplumsal cinsiyet sorunlarımızı aşmak, aramızdaki anlaşmazlıkları en aza indirmek için kadın ve erkeğin fabrika ayarlarını anlamak çok işimize yarayacak. Hepinizi “aaa aynı benim eşim! ” dedirtecek günlük hayat örnekleri ile “kadın beyni erkek beyni” seminerimize bekliyoruz!
Anne Ben Nasıl Oldum
Her birimizin dünyaya gelmesi için ne kadar ihtimalin bir araya gelmesi gerektiğini hiç düşündünüz mü? İstatistiksel hesaplamalara göre herhangi bir insanın, mesela sizin, olduğunuz haliyle dünyaya gelebilmeniz için gerekli tüm kozmik şartların bir araya gelme ihtimali en iyi ihtimalle 400 trilyonda bir gibi bir rakama tekabül ediyor. Evet, her birimiz aslında bu dünyada olması neredeyse imkansız varlıklarız!
Bu ihtimaller arasında belki de en zoru, birbirini tanımayan, bilmeyen iki insanın bir araya gelip birbirleri ile normalde hiç yapmayacakları bir takım eylemlere girişerek yeni bir yaşamın doğmasına sebep olacak bir ilişki kurmaları olsa gerek. Daha önce, erkek ve kadın arasındaki tutkulu bağlantının nedenlerini incelediğimiz Beyinden Beyine Aşk başlıklı seminerimizde bu konuya bir giriş yapmıştık. Şimdi, erkek ve kadını bir araya getiren, ürememizi mümkün kılan, eş seçimlerimizdeki kıstasları belirleyen temel biyolojik ayarlarımızı anlamak için sizlerle eğlenceli bir seyahate çıkacağız.
Kadın ve erkek arasındaki buluşmanın nasıl “evlilik” dediğimiz kuruma evrilebildiğini; tutkulu aşkın neden bir “son kullanım tarihi” olduğunu; erkeklerin neden böyle, kadınların neden öyle davrandığını; cinsiyetler arasındaki farkların biyolojik bahanelerini; insan neslinin sağlığını korumak için bizden habersiz olarak arka planda çalışan devasa mekanizmaları ve bunlardan habersiz olmanın (hele ki bu devirde) bizlere neler kaybettirebileceğini görmek için, sizleri “Anne Ben Nasıl Oldum?” başlıklı bu ilginç deneyime bekliyorum.
Not: Seminerimiz 16 yaşından büyüklere hitap etmektedir. Meraklanmayın, içinde “ayıp” bir şey yok; sadece hazır olmayan zihinleri biraz fazla meşgul edebilecek ve ancak belli yaşlardan sonra deneyimlenmesi gereken bazı sorunlara yönelik olası çözümlere dair konularımız olduğundan, biraz “büyüklere” hitap eden başlıklarımız var. Erişkinler anlayıp, çok daha sağlıklı birliktelikle ve aileler kurabilsinler diye, gerçek hayatta işimize yarayacak en önemli bilgileri bu seminerde bir araya getiriyoruz. Seminerimiz her zaman olduğu gibi etkileşimli bir soru cevap bölümüyle birlikte aklımıza takılabilecek en temel sorunlara anlaşılır yanıtlar vermek üzere tasarlandı.
Gerçek Ne Kadar Gerçek
Dikkat: Bu seminer, gerçeklik algınızı kalıcı olarak etkileyebilir!
“Gerçeği nasıl tanımlarsın? Eğer sadece hissedebildiğin, koklayabildiğin, tadabildiğin ve görebildiğin şeylerden bahsediyorsan, o zaman “gerçek” sadece beynine iletilen elektrik sinyallerinden ibaret.”
Efsanevi “Matriks” (The Matrix, 1999) filminde Morpheus’un Bay Anderson’a söylediği bu cümleler, sadece bir film repliğinden ibaret değil. Adına “gerçek” dediğimiz her şey, aynen Morpheus’un Bay Anderson’a anlatmaya çalıştığı gibi aslında benzersiz beyinlerimizin ve zihinlerimizin, çevremizden alınan duyu verilerine verdiği yanıtlardan, bu verilere dayalı olarak yaptığı yorumlardan ibaret. Gerçek hakkında belki de kendimizden emin olarak söyleyebileceğimiz tek bir cümle var: Gerçeğin nasıl bir şey olduğunu kimse bilmiyor! Elbette dışarıda bizden bağımsı nesnel bir dünya var ve muhtemelen biz bir “matriste” yaşamıyoruz; ama bu gerçek dünyanın neye benzediğini bilebilme imkanımız yok. Zira o dünyayı sadece “duyularımıza yansıyan ve beynimizin algılayabileceği” kadarıyla tanıyabiliyoruz. Sınırlı duyularımız, kısıtlı zihinlerimiz ve gerçekliğe dair bilinç dışı ve köklü inançlarımız, bizim etrafımıza büyük oranda “zanlarımızdan” kurulu bir dünya örüyor.
Bu seminerimizde, şimdiye kadar belki parça parça kulağınıza çalınan ama muhtemelen (Matriks veya benzer senaryolarda bile) derli toplu olarak bir arada duymadığınız bütünlüklü bir deneyim yaşayacaksınız. İçinde yaşadığımız gerçekliğin neden “gerçek olmayacağını” bütün yönleriyle masaya yatıracak ve bu gerçekliği yaratan zihnimizin “neden böyle çalıştığını” bambaşka bir açıdan görme şansı yakalayacağız. Burada konuşacaklarımızın sonucunda her birimize ne olacağını bilemem; ama bildiğim bir şey var: Bu oturumdan sonra kendinize ve çevrenize bambaşka bir gözle bakmaya başlayacaksınız. Belki yine gerçeğin aslında ne olduğunu anlayamayacağız; ama o gerçeği yaratan zihnimizin “gizli ajandasını” anladığımızda, gerçekliğimizi nasıl şekillendirebileceğimizi de anlamaya başlayacağız.
Ve Matriks senaryosunda, sanal gerçeklikteki Bay Anderson’u gerçeğin savaşçısı Neo’ya dönüştüren macerayı daha yakından anlayacağız. Geçici gerçeklikten kurtulup, “hakikat”i anlamanın ilk adımları da belki bu dönüşümden geçecek…
Gündelik deneyimlerimizden yola çıkarak, bilimin yol göstericiliğinde, hiç ziyaret edilmemiş hayret kıyılarını keşfetmek için hepinizi bu dönüştürücü oturuma bekliyoruz.
İlişkilerin Sinir Bilimi
Edebiyat ve müzik başta olmak üzere sanatın hemen tüm eserleri ondan bahsediyor. Hayatımız sıklıkla onun çevresinde dönüyor, onunla yön değiştiriyor. Zihnimiz onunla şenlenip onunla depresyonlara görebiliyor. Bir başkasına tutkuyla bağlanmanın, onsuz bir dünya hayal edememenin, kısacası Aşk dediğimiz o acayip duygu selinin arkasında neler var? Aşık olma kapasitemiz bize neler anlatıyor? Neden böyle bir şey var? Neden bazen ölüyor? Neden bazılarınınki ölümsüz? Acısı bize ne yapıyor? Aşk acısı gerçekten geçiyor mu?
Bunun gibi hayatımızın belki de bizi en çok meşgul eden sorularına bilimin verdiği yanıtları en anlaşılır ve eğlenceli şekilde ele alacağımız bu seminere tüm aşıklar davetli!
Üstün Zihinsel Performansın Bilimi
Hayat nasıl gidiyor? Muhtemelen “idare ediyoruz”. İşler yolundaysa, sağlığımız yerindeyse, derslerimizi başarıyla veriyor, yeterli miktarda para kazanıyor, hayatımızı idame ettirebiliyorsak, daha ne olsun? Ama öte yandan bazı insanlar da var ki burada durmuyorlar. Habire bir şeyler keşfediyor, ilginç ve zorlayıcı fikirlerle arzı endam ediyor, tarihin akışını değiştiriyor, dünyayı bambaşka imkanlarla tanıştırıyorlar. Peki bu insanların diğerlerinden farkı ne? Beyinleri mi özel, şansları mı yaver gidiyor?
Üstün Zihinsel performansın Bilimi seminerimizde zihnimizin daha üst kapasitede çalışmasının yollarını öğreneceğiz. Zihinsel performansımızı kısıtlayan kültürel ve edinilmiş “frenleri” anlayıp, sık yapılan hataları fark ettiğimiz zaman, hayatımızı “idare eder” bir seviyeden “muhteşem bir deneyime” doğru nasıl dönüştürebileceğimizin yollarını da keşfedeceğiz. Şu anki hali ile yetinemeyen herkesi Üstün Zihinsel Performansın Bilimi seminerimize bekliyoruz!
Gençler için Beyin Kullanma Kılavuzu
Gençlik dönemi hayatın şüphesiz en renkli dönemi. Hem bedenin hem de zihnin çılgınca değiştiği, yepyeni bakış açılarının görünmeye başladığı, çatışmaların, keşiflerin, bunalımların, gelecek yükünün iyiden iyiye hissedilmeye başlandığı bir garip zaman dilimi. Ayrıca gelecekte olacakların tohumlarının atıldığı, büyük plan ve hayallerin gerçeklerle çarpıştığı ilginç bir zaman dilimidir gençlik.
İşte bu dönemde bize ne oluyorsa, beynimizde olan bitenlerle çok yakından ilişkili.
Gençler için beyin kullanma kılavuzu, “keşke birileri bana bunları daha erken yaşlarımda söyleseydi” diyebileceğim tüm bilgileri en anlaşılır şekilde bir araya getirmek için tasarladığım bir seminer olacak. Gençleri ilgilendiren tüm temel sorunların ortak nedenleri ve bunlar konusunda neler yapabileceğimizi konuşacağımız weibarımızda:
Herkesin beyni aynı mı yoksa farklı mı?
Gençlikte bize neler oluyor?
Geleceği inşa eden beyin devreleri neler?
Duygusal mı mantıklı mı olmalıyım?
“Ben” dediğim kişi aslında kim?
Hayaller ne işe yarar?
Tutkuların gücü
Duygusal istikrar: Dertlere dayanma gücümüzün kaynağı
Deha nedir? Sadece şanslı insanlara mı mahsustur?
Ne istersek olur mu? İstemenin nörobilimi
Kendini gerçekleştirmek ne demek?
Niyet, gayret ve cesaretin büyülü üçgeni
Gibi temel konuların cevaplarını arayacağız. Varlığını belki de daha önce hiç düşünmediğimiz yaşamsal sorularla kitaplarda bulunamayacak ezber bozucu cevaplar için hepinizi “Gençler İçin Beyin Kullanma Kılavuzu” Seminerimize bekliyoruz.
Eğitimciler İçin Beyin Eğitimi
Bu seminerimizde sinirbilimlerindeki son gelişmeleri merkeze alarak, beynimizin ve zihnimizin çalışma prensiplerini en temel düzeyde anlayacak ve eğitimcilerin bu bilgilerden en üst düzey verimle faydalanması için gerekenlere odaklanacağız.
Anne-Baba Beyin Okulu
En az hasarla çocuk yetiştirmek
Çocuklarımız bizim her şeyimiz. Onlar için hep en iyisini istiyoruz. Elimizden geldiğince onlara daha iyi bir gelecek hazırlamak, onları en iyi şekilde geleceğe hazırlamak çoğumuzun en büyük arzusu. En iyi okullar, en iyi imkanlar, en yüksek başarı için tüm gerekenler…
Acaba doğru mu yapıyoruz?
İnsan denen varlığın gelişim aşamalarını ve “fabrika ayarları”nı göz önüne aldığımızda, karşımıza bu konuyla ilgili ilginç bir tablo çıkıyor. Çok iyi niyetlerle attığımız adımların, aldığımız tedbirlerin ve uyguladığımız stratejilerin neden çoğu zaman fayda yerine zarar verdiğini anlamaya başlıyoruz. İnsan zihninin gelişim macerasını ve kritik aşamalarını anladığımızda, “çocuk yetiştirmek” denen meselenin birçok açıdan aslında sandığımız gibi bir süreç olmadığını da fark ediyoruz.
Anne-Baba Beyin Okulu, çocuklarımız ve kendimiz hakkında yanlışlardan kurtulup doğru bir bakış açısına sahip olabilmemiz için tasarlandı. İnsanın Fabrika Ayarları teorisine dayanan bu temel eğitimimiz, her anne-babanın, her ebeveyn adayının bilmesi gereken temel bilgileri anlaşılır bir şekilde bir araya getiriyor. Yüzlerce kitap okuyup onlarca uzmana kulak vermekten kaynaklanan birçok kafa karışıklığımızın çözümlerini Anne-Baba Beyin Okulu’nda bulacaksınız. Bu eğitimde Dr. Sinan Canan, beynimizin gelişim macerasından, yıllardır aileler, gençler ve çocuklar üzerinde yürüttüğü çalışmaların çarpıcı sonuçlarına kadar sizleri keyifli ve ezber bozan bir yolculuğa davet ediyor. İstanbul Okulu serisinin en temel eğitimlerinden birisi olan Anne-Baba Beyin Okulu, diğer İFA tabanlı eğitimlerimizin de en temel başlıklarından birisidir.
Tüm ebeveyn ve ebeveyn adaylarının muhakkak haberdar olması gereken ilginç konu başlıklarıyla buluşmak üzere hepinizi Anne-Baba Beyin Okulu’na bekliyoruz.
BELİRSİZLİKLE BAŞ ETMEK
KAOS ve KARMAŞIKLIĞA GİRİŞ
Düzenli ve güvenli bir hayat çoğumuzun hayali. Zamanımızın çoğunu “dengeli” bir yaşam kurmak için harcıyoruz. Fakat sürekli olarak beklenmedik gelişmeler, aniden kopan fırtınalar bizi sıklıkla hazırlıksız yakalıyor. Neredeyse tüm enerjimizi harcadığımız şu medeniyet düzeni, sıklıkla beklenmedik olaylarla sarsılıyor. Çoğumuz, böyle hallerde adeta felç olup hareketsiz kalabiliyoruz.
Halbuki milyonlarca yıldır atalarımızın içinde yaşadığı tabiatın temel düzeni, hiç de bizim alıştığımız gibi değildi ve bedenlerimiz nesiller boyunca tabiatın “kaotik” döngülerin içinde şekillendi.
İnsanın Fabrika Ayarları (İFA) kuramının en temel dayanaklarından birisi olan Kaos ve Karmaşıklık üzerine derin ve şaşırtıcı bir seyahate çıkacağımız bu etkinliğimizde, belirsiz, karmaşık ve kesinliklerin ortadan kalktığı durumlarda zihnimizin ve bedenimizin aslında nasıl tepkiler verdiğini öğreneceğiz. Milyonlarca yıllık canlılık geçmişimizde adeta “uzmanlık alanımız” olan ama “modern yaşam” içinde neredeyse unuttuğumuz yeteneklerimizle tekrar tanışarak, kaos ve belirsizliği yönetmenin, böyle durumları faydaya çevirmenin sırlarını hep birlikte öğreneceğiz.
Seyahatimizin temel durakları kabaca şunlar olacak
İnsanın Fabrika Ayarları’na giriş
Planlarımız neden tutmaz? Kaos neden kaçınılmazdır?
Siyah Kuğu: Beklenmeyenin kaçınılmazlığı
Kaos ve karmaşıklığa giriş
Doğadan dersler
Hayatımızı yöneten gizli döngüler: Garip Çekerler (Strange Atractors)
İç içe geçmiş desenler: Tabiatın fraktal yapısı
Duygular, sezgiler ve örüntü algısı – Bilmeden bilmek
Tabiatın öğrettikleri
Kaosla dans: Belirsizlikle yaşamanın temel mantığı
Bu ilginç ve benzersiz seyahate hepinizi bekliyorum.
E-BEYİN – Evde Beyin Kullanma Kılavuzu
Hayatımızın her anı, tüm düşüncelerimiz, tüm hayallerimiz, korkularımız ve bağımlılıklarımız, kısacası her şeyimiz onunla ilgili. Sürekli değişiyor, öğreniyor, anlamaya ve anlamlandırmaya çalışıyor. Bizi biz yapan her şey, tüm başarı ve başarısızlıklarımız o 1.5 kiloluk organda düğümleniyor.
E-BEYİN eğitiminde, daha iyi bir hayat inşa etmek için beynimizle ve kendimizle ilgili bilmemiz gereken her şeyi en anlaşılır şekilde öğreneceğiz.
İÇERİK:
Beyin neden var?
İnsanın Fabrika Ayarları: İnsan neden böyle?
Beynin macerası: Anne karnından yaşlılığa beynimizin çağları
Beyin ve öğrenme: Neyi yanlış yapıyoruz?
Duygusal dünyamız: Ruhumuzun kapıları
Konfor alanı ve zararları
Başka bir “ben” mümkün mü?
1972 yılında Ankara’da doğdu. Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’nden mezun oldu.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji-Embriyoloji Anabilim Dalı’nda yüksek lisans, aynı kurumun Fizyoloji Anabilim Dalı’nda ise doktora eğitimini tamamladı. 2004-2015 yılları arasında çesitli üniversitelerin tıp fakültelerinde öğretim üyesi olarak çalıstı. 2016 yılından beri Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü’nde öğretim üyeliğinin yanı sıra Nöropazarlama Yüksek Lisans Programı Baskanlığı görevlerini sürdürmektedir. 2017 yılında İstanbul’da kurduğu eğitim ve arastırma merkezi Açık Beyin ile nörobilim tabanlı bireysel ve kurumsal eğitim gelistirme çalısmalarını sürdürmektedir. Sinan Canan ayrıca 2019 yılından beri Türkiye Milli Sağlık ve Doğa Bilimleri Derneği (SADE) yönetim kurulu baskanlığını da yürütmektedir. Dr. Sinan Canan, AçıkBeyin Youtube Kanalı üzerinden görsel yayınlarını da sürdürmektedir.
KİTAPLARI:
“Kimsenin Bilemeyeceği Şeyler”,
“Değisen Be(y)nim“,
“Unutulacak Şeyler”,
“Beynin Sırları”,
“Dijital Dünyada İnsan Kalmak”,
“Kendimi Kesfediyorum”,
“İFA 1. Kitap: Beden“,
“İFA 2. Kitap: İliskiler ve Stres”
“İFA 3. Kitap: Sınırları Asmak”
(İFA: İnsanın Fabrika Ayarları)
“İnsan Odaklı Liderlik”
Sinan Canan, kaos teorisi, karmaşıklık, fraktal geometri, doğadaki biçimler gibi genel bilimsel konuların yanı sıra, öğrenme, lisan, zihinsel performans, yaratıcılık, sanat, inançlar, liderlik, eğitim, ebeveynlik gibi temel konuların sinirbilimsel açıklamaları üzerine ülke çapında genel dinleyiciye yönelik konferans ve programlar düzenlemektedir. Tüm anlatılarını İnsanın Fabrika Ayarları (İFA) çerçevesinde kurgulayan Dr. Canan, aynı zamanda AçıkBeyin bünyesindeki tüm eğitimleri de aynı temel üzerinde tasarlamaktadır. Sinan Canan’ın anlatılarının en temel amacı, modern dünyada doğru bir yaşam kurmanın bilimsel ipuçlarını tüm insanlara ulaştırmaktır.
Sinan Canan was born in Ankara in 1972. Graduated from Hacettepe University Biology Department in 1995. He’s done his MSc in Histology and Embryology department and PhD in Medical Phsyiology Department of Medical School of Ondokuz Mayis University, Samsun. He became an Associate Professor in Medical Physiology in 2010. He studied and worked in different instituitons, including Bartholin Institute Neurological Research Lab (Copenhagen, Denmark, 1998), Baskent University (Ankara, 2004-2009) and Yildirim Beyazit University (Ankara, 2010-2016). Dr. Canan generally preferred to work in multidisciplinary areas, including behavioral neuroscience, electrophysiology, chaos theory, complexity, fractal geometry and fractal behavior, evolutionary neuropsychology, language and learning. He also founded the first public neuroscience education initiative in Turkey, [n]Beyin ([n]Brain) in 2013 and has participated hundreds of public lectures, TV programs and educational activities across Turkey since then. He published several books and papers for the general public, including “Kimsenin Bilemeyeceği Şeyler” (The Things That No One Can Know, book, Tuti Kitap, 2015), Değişen Beynim (My Changing Brain, book, Tuti Kitap, 2015), “Unutulacak Şeyler” (Things to be Forgetten, book, Tuti kitap, 2016) and “Dijital Gelecekte Insan Kalmak” (Staying Human in Digital Future, Tuti Kitap 2018) an “İnsanın Fabrika Ayarları” (Human’s Default Settings, Tuti Kitap 2020) in Turkish language. Currently he is a research and lecturing professor in Uskudar University Psychology Department, head of Neuromarketing postgraduate program. He is also the co-founder of AcikBeyin (OpenBrain) Education and Consulting Company founded in 2017. Dr. Sinan Canan deeply believes that the human beings are too complicated to live on only one profession and the human life is too long to spend for only one branch of knowledge, and he continues to work according to this personal principle.
Medya Galerisi
Mirador ile Fark Yaratan Konuşmalar
Bu konuşmacı ile sorularınız mı var? Hemen bize ulaşın, en kısa sürede yanıtlayalım.